Sayfa İçeriği: Mevlana Güzel Aşk Sözleri, Mevlana Güzel Aşk Sözleri Ve Anlamları, Mevlana Aşk Sözleri Facebook, Mevlana Aşk Sözleri Kısa

Sizlere bu sayfada Mevlana aşk sözleri hazır ettik. Bu güzel damar aşk sözlerini kısa mesajla paylaşın ya da sosyal medyada yollayın tercih sizin ne yapmak isterseniz yapın.

EN GÜZEL MEVLANA AŞK SÖZLERİ

Mevlana Aşk Sözleri

Mevlana Aşk Sözleri

Manşet: Aşk nedir bilmiyorsan gecelere sor, şu sapsarı yüzlere, şu kupkuru dudaklara sor.

Aşk, her şeydedir ama hiçbir şeyde görünmez.

Güzeli güzel yapan ‘edep’tir, edep ise güzeli sevmeye sebeptir.

Acı, acıyla iyileşir. Aşk ise daha büyük bir aşkla…

Aşk, altın değildir, saklanmaz. Aşkın bütün sırları meydandadır.

Sen sadece sen değilsin; bensin, benimsin, bendesin.

Ömründen nasibin, kendini sevgiliden mesut bulduğun andan ibarettir.

Aşk öyle engin bir denizdir ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı.

Hadi yaramı sarmaya merhemin yok. Yalandan da olsa gönül alamaz mısın?

Gönül, han değil dergâhtır. Paldır küldür girip çıkılmaz, günahtır.

Minareden düşenin parçası bulunurda, gönülden düşenin parçası bulunmaz.

Birini seviyorsanız, onu Allah’tan isteyin. Kalpler Allah’ın elindedir.

Gönül ne tarafı işaret ederse, beş duyu da eteklerini toplayıp o tarafa gider.

Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de…

Hiçbir hayale sığdıramadığım tek gerçeğimsin. Sevdim işte. Ötesi de yok gerisi de.

Dilin aşkı yorumlaması güzeldir ama dile gelmeyen aşk daha güzeldir.

Bilmeyen ne bilsin seni gamlanma deli gönül, gönülden anlamayana bağlanma deli gönül.

Gözyaşının bile görevi varmış; ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış.

Unutma, sır gibi seversen eğer muradın gerçekleşir. Çünkü tohum toprağa gizlenirse yeşerir.

Kapı açılır sen yeter ki vurmayı bil. Ne zaman? Bilmem. Yeter ki o kapıda durmayı bil.

Hiçbir yere sığmadı aşkın, gönlüme sığdı yalnız. Şimdi gönlüme de sığmıyor, gözlerimden sızıyor.

Öyle bir ‘yâr’ sev ki evladım; elinde su tasıyla, iftarı bekleyen oruçlu gibi beklesin seni.

Ey sevgili. Sen benim içten içe kanayan en derin yaramsın. Ne kadar özlendiğini bir bilsen, yokluğundan utanırsın.

Sen uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın, yoksa tutmayacak bir ele uzattığın için kendine mi kızgınsın?

Bir muammadır “AŞK”, kiminin vicdanına atılan taş, kiminin fakir gönlüne katılan aş, kiminin de gözünden akıtılan yaştır “AŞK”.

Ey Gönül! Şimdi sorarım sana, hangi Aşk daha büyüktür. Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?

Sustum artık gönül hakkında bir şey söylemeyeceğim. Çünkü gönlün vasıflarını saysam, aklın almaz, gönül senin düşüncene sığmaz.

Ey sevgili. Düşüncelerim ipliği kopan tesbih taneleri gibi dağılıveriyor sensiz. Şimdi gözyaşlarımdan inci yapmak isterdim sana.

Ey sevgili, ilacım da sensin, çarem de sensin. Yüz parça olmuş gönlümün nuru da sensin. Çaresiz gönlüm de, senden başka ne varsa hepsi yok oldu. Beni kimsesiz bırakma! Gel!

Biliyorum sığmazsın hiçbir yere bu sevdayla dünya sana dar. Ama dayan gönlüm. Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var.

Mevlana’ya sormuşlar “sevgili” nasıl olmalı diye. Sevilecek biri olmadığı zamanlarda bile seni sevmeli. Sarılacak biri olmadığı zamanlarda bile sana sarılmalı dayanılmaz olduğun zamanlarda bile sana dayanmalı.

Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasır gibidir. Ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. İki yolda da tek bir gerçek olacak; canın çok ama çok acıyacak…

Ben kimim. Beni söylediklerimde arama. Ben söylemediklerimde gizliyim görmediğin koskoca derya gönlümdür. Gördüğün sahil ise dilim. Kıyılarıma vuran dalgalarıma şaşma. Onlar Aşk’tan gel-git’im. Beni mecnundan Leyla’dan sorma. Ben yalnız Mevla’dan bir izim.

Ey gönül. Ateş için rüzgâr ne ise aşk için de ayrılık öyledir küçük olanı söndürür büyük olanı ise daha da güçlendirir ve iyi bil ki ey gönül. Aşk; ateşten bir denizi mumdan kayıkla geçmektir yanıp kül olmadan asla geçemezsin.

Yağmurların da ıslandığı bir yağmur vardır. Adı aşk. Ateşlerin de yanıp kül olduğu bir ateş vardır. Adı aşk. Kelebekleri intihara sürükleyen, yıldızları da kaydıran aslında aşk. Gölgelerin gölgede kaldığı bir durumdur sırların sır verdiği bir haldir aşk. Ve aslında aşkın da aşık olduğu bir aşk vardır ilahi aşk.

Âah” kelimesinde, üst üste iki “a” harfi mevcuttur. Bunlar ebced hesabına göre; bir+bir= iki eder.”h” harfi de yine aynı hesaba göre beş rakamını gösterir o halde;”aah” = yedi yapar ki, âşıkların derinden çektikleri “aah” gönlün yedi kat semasından gelmektedir. İşte bu yüzdendir yakıcılığı.

Yorumlar

Daha yeni Daha eski